30 Mart 2015 Pazartesi

Hayatta hep mutluyum. Neden biliyo musun?
Çünkü kimseden bişey beklemiyorum.
Beklentiler yaralar, hayat kısa.

28 Mart 2015 Cumartesi

Ayrılık dönemi playlisti


Arkadaşlarımın çoğu müzik zevkimden pek haz etmez. Evde toplandığımız zamanlar müzik seçmeye gelince ben hep fasülye ilan edilirim :(
Gerçi son zamanda bi kaç arkadaşımı kendi batağıma çekmeyi başardım. Metal dinleyen arkadaşım şuan .Cengiz Kurtoğlu dinliyo misal.
Evet şimdi fizy listemdeki sıraya göre evrelerimizi paylaşıyorum.

İlk günler veya haftalar diyelim; 
Yıldız Tilbeden bir kaç demet: Delikanlım, Sevdanın tadı, El adamı..
Hakan Altun-Hain geceler
Nalan-Farz et
Bora Duran-Yan yana. Bu, son zamanlarda aklıma fazla getirdiği için radyoda bile çıksa küfredip kapatıyodum. 

İkinci evre, yavaş yavaş toparlanırsın. Şarkıların biraz ritim kazanır.
Nil Özalp-Kalp boş
Tan-Sana böylesi yakışır
Kenan Doğulu-Tencere kapak. Bunda da kötü oluyodum ama arada öyle olmak lazım..

Şuanki evremiz;
Nalan-Sonunda bitti (!)
Kolpa-Gurur benim neyime????
Serdar Ortaç-Sabret 
Bengü-İkinci hal. En vurucu cümle "sırf bu yüzden kapılarım aşka açık hala"

Bunlar tabi bi kısmı. Bi de bi kaç parça yabancı var onları da serpiştireyim.

Kina Grannis: Fast car, Let her go,
The Acorn-Lullaby
Imaginary Future-Superstition

Yazarken dinlediğim şarkı ise Sertab Erener-Unutursun
Çok doğru bunları dinle hakkaten unutursun.




26 Mart 2015 Perşembe

Hoşgeldin yaz

Benim için yaz demek içkini çerezini alıp kendini çayıra çimene atmak demek. Bugün de havanın güzelliğinden istifade edip attık kendimizi sahile. Ağacın altında koklaşan çiftler, köpeklerini alıp kız kovalamak maksatlı dolaştıran erkeklerimiz vs çeşit çeşit insanları görebilirsiniz.

Asıl mekanımız tabiki de; meşhur köşkümüzün önü. Rivayetlere göre çok sayıda mirasçısından dolayı bi baltaya sap olamamış kendileri. Perili olduğunu söyleyenlerimiz de var tabi. En son geçen yaz gördüm bahçesinde bi bekçi köpeği sessiz sessiz ulur durur.



Şimdi kısaca caddebostan sahilimizin itemlerinden bahsedelim.


Genelde turist tipli sarışın teyzelerimiz ve uzun saçlı küpeli ve tercihen dövmeli marjinal tipli amca çiftlerimizin veya bu çiftlerin 80li yılların jenerasyonunun arabalarının arkasında her zaman bulunan sandalye örneğidir kendileri. Satış fiyatı: migrosta 30 lira falan.

Gelelim en güzel kısımlardan birine; 


Zaman zaman yazın gelmesini bekleyemeden güzel şeytana uyup yapılan eylem. Pek yaz değilse geceleri bir yerleriniz donar ama zaten bi süre sonra onu da hissetmemeye başlarsınız. Tercihen temin edilen yer; gidenler bilir en güzel muhabbeti kafası güzelken iyi gelen motorlu, bira satan abimiz. En güzel bira onun bira! Ben milli içkimizi bira ilan ediyorum şuan. Yanında tercihen patlamış mısır, zenginlere özel kaju. Ortalama satış fiyatı: 15 lira. Miktarına göre tabi. Fotoğraf:mineceliktas

YAŞASIN MANGAL!
Mangal yazınca beyaz atletli pijamalı amcalarımız çıktığı için buna pek de uygun fotoğraf bulamadım ama genel olarak ET .

Yere oturmayın üşütürsünüz;


Ay ben poşete oturmam diyen elitlerimiz için de olmazsa olmaz piknik örtüsü<3 Tercihen kareli. Satış fiyatı: Bilmiyorum, 15 20 falan heralde.

Ve baş tacımız çingenelerimiz. 7 sinden 70 ine tüm damar şarkılara hakim olan, genelde küçüğünde tef, ağzında sigara. Bi de bunların dili küfürce fazla sataşmayın.

Evet kısaca aklıma gelen bunlar. Kapanışı en sevdiğim biriciğim bloggerımla yapıyorum. Fakirler ölsün.


Bi de onun bloguna bakın derim. Not: styling de yapar.

emrecukur.wordpress.com















25 Mart 2015 Çarşamba

23 Mart 2015 Pazartesi

Hayat devam ediyor günleri 1

Son ayrılığım bi hoşçakal cevabı bile alamadan gerçekleşmiş, kendisi gece 4te dayanamayıp telefonda uyuyakalmıştı. Göklere çıkardığımız true love horlama başlangıcıyla son bulmuştu. Gece kankalarıma ilk bilen sen ol biz ayrıldık mesajı atmıştım bak o ara baya koymuyodu ya da ayrılıp ayrılmadığımız kafamda tam netleşmemişti.
Ertesi gün ve birbirini takip eden bir kaç gün olayı hala idrak edememiştim. Taa ki o fotoğraflar silindi vatsapta online olunmalar başladı aha dedim koy göte kızım geçmiş olsun. 
İçinde sadece 1(bir) erkek bulunan 5 kişilik kanka grubumla takılmaya başladık. Allahın her günü en saçma planları yapıp deli manyak eğleniyoduk (hele ki iş günlerimiz, o konuyu ilerde uzun uzun anlatcam). Varken gidemediğim her mekanın mayoru oluyor, görüşemediğim insanlarla etle kemik olup telefonu ikinci çalışında açtım diye bi gün kız tribi yiyen ben TELEFONUMU UÇAK MODUNA ALIYODUM. Kısaca hayat mükemmel seyrediyodu benim için.  Bu arada bilen bilir o günlerim özetle #hayatdevamediyor günlerimdi. 
                                    

22 Mart 2015 Pazar

Şeker Portakalı Top 3


Hani sürekli yaşamaktan bıkmayacağınız bi aşk olur ya, Şeker Portakalı da benim için eh birazcık öyle. Zeze. Okurken gözyaşlarını tutabilene helal olsun. Onedioda gezerken bi kaç cümlesini ayıkladım, hala okumayan varsa bi zahmet.

3. Uyuyalım. İnsan uyudu mu herşeyi unutur.
2. Kimseden birşey beklemiyorum, bu yüzden hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum.
1. Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum.Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.


17 Mart 2015 Salı

Olmak istediğin insan ol. Bırak diğerleri ne derlerse desinler.

16 Mart 2015 Pazartesi


Tinder. Bilmeyen keşfetmeyen kalmış mıdır bilemem ama kısaca günümüzün abazan programı demek istemiyorum.Bazen hala girip, vicdan yapıp siliyorum.
Pek çok amaca sahiptir kendisi. Günü kurtarmak, gece koynuna giricek adam-kadın bulmak hatta iki arkadaşım ve bizzat kendim yaşadığım için başarısız olan "düzenli manita" bulmak da.
Tüketici, savurgan, har vurup harman savuran bir nesiliz. Birini elimizde tutma süremiz ortalama 3 ay. Bunu süper uzun ilişkime dayanarak söylüyorum ya da en azından benim öyle. Özetle insanoğlu devamlı yeni heyecan yeni ten yeni beden peşinde.
İşte malum applicationımız bu görevi layıkıyla üstleniyor . Bilmeyenleri aydınlatalım herkes hesabını malum "arkadaş ortamında" açar. Eğlenme, kafa dağıtma amaçlı olur.
Ben bu batağa düşmeyen adam görmedim. 98li kuzenimden tut, arkadaşımın annesine kadar herkes kısa bi dönem de olsa indirip bıyıklı haşin erkeğini aramış, koca memeli sarışın kızı sağa atmıştır. Yine indirttiğim kız kankalarımdan biri 10 çocukla görüşüp 5iyle sevişip biriyle sevgili olmayı başardı. Yani epey bereketli site. Son olarak tehlikelerinden bahsetmek istiyorum.
1- Eski manitanız karşınıza çıkar götlüğüne sağa atarsınız veee match olmazsınız. Bakın bu acıtır.
2- Tanıdık. Bu konuyu hiç açmıyorum yazmakla bitmez belki bi gece de sırf oturur bunu konuşurum.
Sonuç: Moralin mi bozuk? İndir. Sevgilinden mi ayrıldın? Çabuuuk.
Hadi işiniz rast gele matchiniz bol ola.
Not: Tinderdan tanıştığın adamla ilk buluşmada öpüşülmez. M'me kissess :)

#gününsözü

Çıkmasaydın keşke karşıma. Çıktın gitmeseydin. Gittin gelmeseydin.

sevmek yetmez

Sizce yeter mi? Kandırılsanız, aldatılsanız hele ki ağlatılsanız? Herşeye rağmen ama seviyorum diyebilir misiniz?
Ben dedim. Aylarca bıkmadan utanmadan hatta yüzsüzce dedim.  Kulaklarımı tıkadım hiç kimseyi dinlememek, duymamak için. Gözlerimi kapadım burnumun ucundakileri görmemek için.
Neden? Görüp de sevgim gram dahi eksilmesin diye.
Herşey senin içindi. Ama yetmedi be.


bu kadar kıyas niye?

Bir başkasını onun yerine koymaya çalıştınız mı hiç?
Ben çok kez denedim, hatta hala da deniyorum. 
Hep bi kıyaslama yaparız di mi?
                   O olsa böyle derdi, şöyle yapardı.
"böyle severdi."
Başkasını öpersiniz. Hatta bazen aklınız o an bile onda olur. Belki bi bende böyle oluyor.
Kötü oluyor..